Uzun zamandır yazamadım. Yazacaklar da birikti ve yazacaklarımın bir kısmını gözden geçirecek vakit de bulamadım. Bugün kitaplığımı düzenleyip biraz ilgisiz bıraktığım bir kitabı okuduktan sonra şehrimizdeki kitap fuarı hakkında yazmak istedim. Umarım faydalı olur.
Eylül Fuarcılık tarafından düzenlenen Kitap Fuarı’nın ikincisi dün başladı. İlk gün bir bibliyofil dostumla fuarı gezdik. Genel gözlemlerimi ve yorumlarımı aktarmak istiyorum.
İlk olarak fuara katılımın gerçekten yoğun olduğunu söylemem gerekiyor. Ancak çoğunlukla ilk gün hafta sonu da olması dolayısıyla fuarın havasını solumak amacıyla gelen ziyaretçiler olduğunu düşünüyorum.
Fuar açılmadan birkaç gün önce Eylül Fuarcılık facebook’ta oluşturduğu etkinlikte katılımcıları yayınlamıştı. Ağyüzünde nedense bu bilgiler verilmemişti. Bu açıdan baktığımda organizasyonu yapanların bu durumunu lakaydi buluyorum. İlk olarak kurumsal ağyüzünde vermeleri gereken bilgileri sosyal medyadan veriyorlar ve ikinci gün olmasına rağmen halen kurumsal sayfalarında “ Detaylar eklenecektir ” yazıyor.
Organizasyonu yapan Eylül Fuarcılık firmasını eleştirdikten sonra gelelim fuara.
Bizim fuarda ilk görmek istediğimiz Türk Tarih Kurumunun standı idi. Ama geçen sene olduğu gibi yine teşrif etmediler. Bir de Kültür ve Turizm Bakanlığını da görmek isterdik. İyi ki Türk Dil Kurumu ve Atatürk Araştırmaları Merkezi katılım sağlıyor. Lakin uygun fiyatla kitap alabileceğiniz iki kurumdur. Umarım Türk Tarih Kurumu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı 11-16 Aralık’ta TÜYAP’ın düzenleyeceği fuara katılırlar.
Gelelim fuarda diğer yayıncılara.
Bütün stantlarda yüzde 20 ila 35 arasında indirim olduğu söyleniyor. Lakin sanal satış mağazalarındaki fiyatları ile karşılaştırdığımızda indirimler o fiyatlara bile yaklaşamıyor. Fuarlarda insan gerçekten uygun fiyatlar bekliyor ve kargo derdi olmadan birebir yayıncıdan ürünleri almak istiyor. Aslında bakıldığında yayıncıların da kargo vb. masrafları olmadan doğrudan okuyucusuyla buluştuğu yer olan fuarlarda fiyatlarını uygun tutabilirler. Tabii ki onların da kendilerine göre haklı gerekçeleri ve açıklamaları olabilir elbet. Ancak internette aracılar ile satılan kitapları uygun fiyatlı olabiliyorsa fuarlarda da olabilir. Bunun dışında ülkemizde yayıncı olmanın gerçekten zor zanaat olduğunun da bilincindeyiz. Onları da anlamaya çalışıyoruz.
Kitap, ülkemizde gerçekten büyük bir lüks. Kağıt sıkıntısı ile gelecek zamlar, biz kitapseverleri zaten yeterince tedirgin ederken fuarda da umduğumuzu bulamamak kötü bir duygu.
Ben kitap fuarlarına gitmeden önce bütün hazırlıklarımı yaparım. Fuar alanına girmeden önce internetteki fiyatlarının da olduğu alınacaklar listem ve fuarın krokisi elimde olur. Uygun olan kitapları alırım. Bu bana hem zaman kazandırıyor hem de sonrasında fuarda başka neler varmış diye rahatça gezebiliyorum.
Bu fuarda uygun fiyatla alınacak birkaç eseri yazarak yazıma son vereyim;
TÜBİTAK’ın tekrar basmasını beklerken beni şaşırtan Pegasus Yayınları’ndan bir klasik olan Jared Diamond’ın “Tüfek, Mikrop ve Çelik” adlı eserinin ciltli olanını alabilirsiniz.
Ayrıca ilgi duyuyorsanız Doğu Batı Yayınları’ndan son cildinin de yayınlanmasıyla birlikte üç cilt set olarak alabileceğiniz bir eser ise şu; Fernand Braudel’in “Akdeniz ve Akdeniz Dünyası”.
Türk Dil Kurumu ve Atatürk Araştırmaları Merkezi’nin standına mutlaka uğrayınız. İlginizi çekebilecek şeyler varsa değerlendiriniz. Lakin fuarda az paraya çok kitap alabileceğiniz iki kurumdur.
Fuar bitene kadar bu yazımda güncellemeler yapabilirim.
Herkese iyi okumalar ve bol kitaplı bir yaşam dilerim.